Sonbaharın farklı bir güzelliği var. Ağaçlar yaprakları ile renk şöleni sunar. Yemyeşil yapraklar, tüm canlılığıyla sonbaharın tüm tonlarını gösterir.
Doktora için Türkiye'ye döndükten sonra askerliğimi Artvin'de yedek subay olarak yaptım. Diğer meslektaşlarımla birlikte Mehmetçik Dershanesi'ni kurduk ve Artvin'de ortaokul ve lise öğrencileriyle bir yıl çalıştık. Hayatımın en güzel yıllarından biri diyebilirim. Artvin'in doğası insanı ayrı bir şekilde kapsar. Bir Artvin sonbaharında en güzel renkleri gördüğümü söyleyebilirim. Bu sonbaharda, COVID-19 bazı güzellikler görmemizi engelliyor, ancak bunu insanlık tarihinin zor sayfalarına kaydetmek kısa gibi görünüyor. Ama mücadele devam ediyor ve bu mücadelede rahatlamaya yer yok. Bu yıl, COVID-19'dan bağımsız olarak, sonbahar döneminde okullara bir hafta ara verilmesine karar verildi. Bu ara salgın için önemli bir mücadele aracı olacak ama bu kırılmayı eğitim açısından değerlendirmek istiyorum.
Özellikle bu haftalık tatil için tatil demek istemedim. Türk Dil Kurumu'nun sözlüğündeki anlamlardan biri de "eğlenmek ve rahatlamak için geçirilen zamandır". Eğlenmeye ve dinlenmeye itirazım yok ama "çalışmadan" geçirilen zamana itiraz ediyorum. Öğrenmek ve eğlenmek çelişkili kavramlar değildir. "Eğlenirken öğrenme" ya da "öğrenirken eğlenme" ifadeleri bana hep saldırgan olmuştur. Öğrenme, bir kişinin hayatının önemli bir parçasıdır. Öğrenme, ruh bedenle buluştuğunda başlar; Çıktığı zaman biter. Öğrenmenin kendisi keyifli bir iştir. Yani, onu sevimli yapmak için oyunlaştırmaya veya eğlenceye eklemeye gerek yok. Öğrenme arzusu bireyin kendi iradesiyle ortaya çıktığı sürece. Biz eğitimcilerin görevlerinden biri de bu arzuyu harekete geçirmektir. Bu arzu harekete geçirilirse, bir kaptaki gaz taneleri gibi sürekli hareket eder.
Dinlenme genellikle hiçbir şey yapmamakla ilişkilendirilir. Ancak beynin dinlenmesi için yapılması gereken şeylerden biri de aktivitenin şeklini değiştirmektir. Bu ilke aslında çok iyi bildiğimiz bir ilkedir. Eğitim tasarımlarında da dikkat edilmesi gereken noktalardan biridir. Çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilir. Örneğin, 7/20 kuralı eğitimde kullanılan bir tekniktir. Katılımcıların her 7 dakikada bir yaptıkları ve her 20 dakikada bir eğitmenlerin yaptığı şeyleri değiştirmesi ilkesine dayanmaktadır. Buradaki 7 ve 20 sayıları elbette değişebilir, ancak temel bakış açısı şudur:Eylemsizliği önlemek için belirli zaman aralıklarında değişmemiz gerekir. Dinlenmeye bu şekilde çok daha verimli bir geçiş yapabiliriz. Kitap okumaktan yorulduğunuzda fiziksel aktiviteye geçebilirsiniz. Başka bir öneri de okuduğunuz kitabın stilini değiştirmek olabilir.
Günün sonunda öğretmenler ve öğrenciler bir haftalık sonbahar molası verirler. Bu aralığın "çalışılmaması" için bir hafta olmaması gerekir. Bu hafta hocalarımızın katılacağı seminerler var. Ancak bu hafta, seçtikleri alanlarda kendilerini geliştirmeye devam edebilecekleri bir hafta olabilir. Bu yıl sinema, tiyatro gibi etkinliklere katılamayacağız ancak bunları veya daha birçok etkinliği sanal ortamda yapma şansımız var. Teknoloji bize bu imkanları sunuyor. Bu hafta ders olarak izleyeceğiniz filmleri belirleyin, okuyacağınız kitapları seçin ve hafta ortasında öğrencilerinizle yarım saat video konferans yapın. Ama bu sefer, birlikte seçeceğiniz, öğrenmenin bin bir yolunu keşfedeceğiniz bir video konferans olsun. Onlara öğrenmenin bir yolu olmadığını gösterin. Bir hafta sonra buluştuğunuzda, herkes öğrenmek için bir yol paylaşmalıdır. Kışın kartopu gibi öğrenmenin yeni yolları, hayatınızda çığlar olsun.
Bu sefer eğlenerek, dinlenerek, öğrenerek ve çalışarak tatile çıkın.
Doç. Dr. Serkan Özel
Boğaziçi Üniversitesi
@kafadergisi