Menajer Ayşe Barım'ın tahliye kararına yapılan itirazın kabul edilmesiyle yeniden tutuklanma kararı gündeme bomba gibi düştü. Peki, Ayşe Barım kimdir ve neden tutuklanmıştı? İşte tüm detaylar...

Ayşe Barım Kimdir?

Ayşe Barım, Türkiye'de tanınmış bir menajerdir. Sanat dünyasında birçok ünlü isimle çalışmış ve onların kariyerlerini yönetmiştir. Ancak, Gezi Parkı olayları sırasında yaşanan bazı gelişmeler, Barım'ın hayatında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Gezi Parkı eylemleri, 2013 yılında Türkiye'de başlayan ve kısa sürede ülke geneline yayılan büyük bir toplumsal hareketti. Başlangıçta küçük bir çevre protestosu olarak başlayan eylemler, hükümetin sert müdahalesiyle büyümüş ve farklı kesimlerden insanların katılımıyla genişlemişti. Bu süreçte, birçok sanatçı ve ünlü isim de eylemlere destek vermiş veya eylemlerle ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşmıştı.

İddialara göre, Ayşe Barım da menajerliğini yaptığı bazı sanatçıları Gezi Parkı eylemlerine yönlendirmişti. Bu iddialar üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, Barım 27 Ocak tarihinde tutuklanmıştı. Tutuklanma gerekçesi, sanatçıları eylemlere teşvik etmek ve yönlendirmek olarak belirtilmişti.

Tahliye Kararı ve İtiraz Süreci

Ayşe Barım, tutuklanmasının ardından 248 gün sonra tahliye edilmişti. Bu tahliye kararı, kamuoyunda farklı tepkilere yol açmıştı. Bazı kesimler kararı memnuniyetle karşılarken, bazıları ise karara tepki göstermişti. Tahliye kararına yapılan itiraz, bu tartışmaların ardından geldi.

Savcılık, tahliye kararına itiraz ederek, Barım'ın yeniden tutuklanmasını talep etti. İtiraz gerekçesi olarak, Barım'ın suç işleme potansiyeli ve delilleri karartma ihtimali gösterildi. Mahkeme, savcılığın itirazını kabul ederek, Ayşe Barım hakkında yeniden tutuklama kararı çıkardı.

Bu kararın ardından, Barım'ın avukatları karara itiraz etti. Ancak, itirazın sonucu henüz belli değil. Ayşe Barım'ın yeniden tutuklanıp tutuklanmayacağı, önümüzdeki günlerde netleşecek.

Ayşe Barım'ın yeniden tutuklanma kararı, sanat dünyasında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Birçok kişi, kararın hukuki dayanağını sorgularken, bazıları ise kararın yerinde olduğunu savundu. Bu durum, Türkiye'deki hukuk sistemi ve adalet anlayışı üzerine yeniden tartışmaların başlamasına neden oldu.