TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında iktidar ile DEM Parti arasındaki ilişkiyi ifşa etmesi hapisle sonuçlandı. Yanardağ’ın canlı yayındaki sözleri kesildi biçildi ardından da CHP’den AKP’ye devşirilen Mehmet Ali Çelebi tarafından sosyal medyaya servis edildi. Çelebi ve tayfası bir kampanya ile Yanardağ’ı tutuklattı. Başını o dönem İYİ Parti’de bulunan Bahadır Erdem’in çektiği grup da günlerce linci sürdürdü.
Yanardağ'ın Tutuklanmasına Giden Süreç
Yanardağ sadece Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını ve görüşlerinin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini söylemişti. Hatta tecridin devam etmesi halinde bunun istismar edildiğini ve iktidarın da bunu bir oy hesabına çevirdiğini ifade etmişti. Yanardağ bunları söylediği için tutuklandı TELE1’e de kapatma cezası geldi. Gün geçti devan döndü ve Yanardağ’ın dediği oldu. Gizli kapılar ardından yapılan görüşmelerde Öcalan ile yeni bir süreç başlatıldı. Gündem değişince şimdi yandaş kanallarda yeniden Öcalan’a övgüler başladı.
İfade özgürlüğünün hiçe sayıldığı dönemde TELE1’e yapılan saldırılar bizzat şu an yandaş medyada boy gösteren isimler tarafından yapıldı. Benzer bir örnek dün akşam saatlerinde yaşandı. Yanardağ’ın tutuklanmasında rol alan televizyon kanallarından biri olan Ülke Tv’de Genel Yayın Yönetmeni olan Hasan Öztürk, Habertürk’e dün konuk olan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın karşısındaydı. Programda Öcalan’a övgüler dizildi yeni süreçten bahsedildi. Yanardağ’ı montaj video üzerinden hedef alan grup, sessizce izledi. Kanal da sesi kesmedi.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları Alevlendi
Sadece Habertürk değil şu an hiçbir kanala Öcalan övgüsünden dolayı yaptırım uygulanmıyor. Anayasa değişmedi, hukuk aynı hukuk ve herkesi kapsıyor. Yanardağ’a o dönem verilen ceza neden verildi, tutuklama neden yapıldı, RTÜK neden TELE1’i kararttı? Bu soruların cevabı kamuoyunun takdirinde.
Peki Sonuç Ne Olacak?
Merdan Yanardağ'ın tutuklanması ve TELE1'e uygulanan yaptırımlar, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Mehmet Ali Çelebi'nin bu konudaki sessizliği ise dikkat çekiyor. Yanardağ'a yapılanların diğer kanallara da yapılıp yapılmayacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor. Bu durum, Türkiye'deki basın özgürlüğü ve siyasi iklimin geleceği hakkında önemli soruları beraberinde getiriyor.