Tutuklanarak yerine kayyım atanan CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, kayyım iptali davasında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Özer, kayyım uygulamasının halkın iradesine darbe vurduğunu ve yurttaşların sandığa olan inancını zedelediğini savundu. Mahkeme, kararını dosya üzerinden yapacağı incelemenin ardından verecek.

Ahmet Özer'den Tarihi Savunma

Duruşmada söz alan Ahmet Özer, sadece kendi adına değil, Esenyurt halkının ve kayyım atanan diğer belediyelerin hakkını savunmak için orada olduğunu belirtti. Özer, "Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Ben, bugün keyfi bir biçimde yasaları iktidarda olduğu için istediği şekilde yorumlayıp istediği şekilde uygulayabileceğini sananların yanlışlarını düzeltmek için buradayım" ifadelerini kullandı.

Kayyım uygulamasının halktan kopuş olduğunu vurgulayan Özer, yaşananların seçmenin sandığa olan inancını kırdığını ve siyasal katılımı derinden sarstığını söyledi. Özer'in savunmasından satır başları:

• Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Ben 1,5 Milyonluk Esenyurt halkının hakkı ve hukuku için buradayım.
• Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Bana oy vermiş olan 228 bin kişi için, onların seçme ve seçilme hakkı için buradayım.
• Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Ben bugün Anayasamızın ihlal edilen 2. , 5. ve 127. Maddelerinin ihyası için buradayım.
• Ben bugün sadece kendi adıma burada bulunmuyorum. Ben bugün kayyım atanan 156 belediye için buradayım.

Seçimlerin Anlamı ve Anayasal Güvenceler

Özer, seçimlerin sadece bir prosedür olmadığını, halkın egemenliğini devreye soktuğu kutsal bir irade beyanı olduğunu vurguladı. Anayasanın 6. maddesinde ifadesini bulan "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesine dikkat çeken Özer, yerel yönetim organlarının halk tarafından seçildiğini ve ancak görevle ilgili suçlar nedeniyle geçici olarak görevden uzaklaştırılabileceğini hatırlattı.

Özer, "Benim elimdeki mazbata bir kâğıt parçası değil, halkın mühürlenmiş iradesidir. O mazbatanın çiğnenmesi, yalnızca bir bireyin değil, 227.608 yurttaşın anayasal hakkının yok sayılmasıdır" dedi.

Kayyım Uygulamaları Toplumsal Kopuş Demektir

Kayyım uygulamalarının toplumsal kopuşa neden olduğunu savunan Özer, bu durumun seçmenin sandığa olan inancını kırdığını, yurttaşlık bilincini zayıflattığını ve siyasal katılımı derinden sarstığını belirtti. Özer, "Seçimle gelenin, yargı kararı olmaksızın görevden alınarak yerine atama yapılması, halkın kendi kendini yönetme hakkının fiilen geçersiz sayılmasıdır" şeklinde konuştu.

Özer, "Bugün belediye başkanı olmasaydım, hükümet bana bu çözüm süreci içinde de ‘gel bize destek ol’ diyecekti" diyerek sözlerini tamamladı.

Ahmet Özer'in kayyım iptali davası, sadece Esenyurt için değil, Türkiye'deki demokrasi ve hukuk devleti ilkesi için de önemli bir dönüm noktası olabilir. Mahkemenin vereceği karar, halkın iradesinin korunup korunmayacağına dair önemli bir mesaj verecek.