6.2 Depremi Öncesi Uyarı mı? Bilim İnsanları İkiye Bölündü!
Son Dakika

6.2 Depremi Öncesi Uyarı mı? Bilim İnsanları İkiye Bölündü!


24 April 20255 dk okuma30 görüntülenmeSon güncelleme: 15 June 2025

Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, Türkiye'de büyük bir paniğe neden oldu. Okullar tatil edildi, insanlar evlerinden kaçarak parklarda geceledi. Ancak deprem sonrası bilim insanlarının açıklamaları, kamuoyunda daha da fazla kafa karışıklığına yol açtı. Uzmanlar, depremin beklenen büyük İstanbul depreminin bir öncüsü olup olmadığı konusunda farklı görüşler belirtiyor.

Deprem Uzmanları Ne Diyor?

TELE1'de yayınlanan Söz Bizde programında, deprem bilimciler Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ve Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremi farklı açılardan değerlendirdi. Prof. Dr. Eyidoğan, depremin Marmara Denizi'nde beklenen büyük depremin bir işareti olabileceğini belirtirken, Prof. Dr. Üşümezsoy ise bu görüşe katılmayarak, depremin bağımsız bir olay olduğunu savundu. İşte uzmanların görüşlerinden bazı önemli noktalar:

  • Prof. Dr. Haluk Eyidoğan: "Bu deprem, Marmara'da beklediğimiz büyük depremin bir provası olabilir. Bölgedeki fay hatlarının hareketliliğini dikkatle izlemeliyiz."
  • Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: "6.2'lik deprem, başlı başına bir olaydır ve beklenen büyük depremle doğrudan bir ilişkisi yoktur. Panik yapmaya gerek yok."

Tartışmanın odağında, depremin tetikleyici bir etkisi olup olmadığı sorusu yer alıyor. Bazı uzmanlar, bu tür orta büyüklükteki depremlerin, büyük bir depremi tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulunurken, diğerleri ise bu tür bir bağlantının bilimsel olarak kanıtlanmadığını savunuyor.

Siyasi ve Sosyal Yansımalar

Depremin yarattığı panik ortamı, siyasi ve sosyal tartışmaları da beraberinde getirdi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) eski Meclis'ten Anıtkabir'e yürüyüşü, valilik tarafından yasaklanmasına rağmen katılımcıların zorlamasıyla gerçekleşti. Ayrıca, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar, iktidar tartışmalarını alevlendirdi.

Depremin ardından yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşme ve gerekli önlemleri alma konusundaki hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, depreme hazırlık çalışmalarının hızlandırılması ve binaların güvenli hale getirilmesi büyük önem taşıyor.

Sonuç

Silivri depremi, Türkiye'nin deprem riski taşıyan bir bölgede olduğunu ve bu konuda sürekli tetikte olunması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Bilim insanlarının farklı görüşleri, kamuoyunun kafasını karıştırsa da, deprem konusunda bilinçlenmek ve gerekli önlemleri almak için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, binalar öldürür. Bu nedenle, yapıların güvenliği ve depreme dayanıklılığı konusunda titiz davranmak, olası bir felaketin önüne geçmek için en önemli adımdır.