Erdoğan Dış Destek Arayışında mı? Uzgel'den Kritik Trump Yorumu!
Gündem

Erdoğan Dış Destek Arayışında mı? Uzgel'den Kritik Trump Yorumu!


30 September 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 30 September 2025

CHP Dış Politika Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Uzgel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile gerçekleştirdiği görüşmeyi değerlendirerek, "somut bir kazanımı olmayan ve Türkiye aleyhine sonuçlanan bir temas" olarak nitelendirdi. Uzgel, Erdoğan'ın içerideki meşruiyetini dış destekle güçlendirmeye çalıştığını iddia etti. Peki, bu görüşme gerçekten Türkiye için ne ifade ediyor?

Erdoğan'ın Tavizleri ve Meşruiyet Arayışı

Uzgel'e göre, Erdoğan'ın Trump ile görüşebilmesi için önceden bazı tavizler vermesi gerekti. Bu durumun diplomasi açısından olumsuz olduğunu belirten Uzgel, Türkiye'nin görüşme öncesinde ve sırasında birçok alanda ödün vermek zorunda kaldığını savundu. Karşılığında ise yalnızca meşruiyet, yani icazet elde edildiğini ifade etti.

Uzgel, ABD Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack'ın da benzer bir noktaya dikkat çektiğini belirterek, Erdoğan'ın içerideki meşruiyeti azaldıkça dışarıya yönelmeye başladığını vurguladı. Yani içerideki meşruiyet açığını dış ilişkiler üzerinden telafi etmeye çalışıyor.

  • Uçak alımları
  • Diğer konular

Uzgel'e göre bunlar aslında ikincil konular. Erdoğan'ın asıl sorunu, önceliği meşruiyet bulmak ve bunu dış destekle güçlendirmek. Barrack’ın “meşruiyet” dediği, Amerikan sistemi çerçevesinde Erdoğan’ın iktidarını sürdürmesini sağlayacak araçların toplamı.

Türkiye Somut Bir Çıkar Elde Edemedi mi?

Uzgel, yaptırımların kaldırılması konusunun Türkiye'nin ödediği paralar üzerinden değerlendirildiğini ve hiçbir somut garanti olmadığını savundu. Örneğin Boeing uçağı alınacaksa, bu zaten özel bir şirketin satışı. Türkiye’nin Amerika’yı hoşnut etmeye çalışması veya karşılık vermesi şart değil. Bu bağlamda ilişkilerdeki denge tersine dönmüş durumda.

Bölgede taşlar yerine oturmaya devam ediyor. Karadeniz ve Ukrayna’daki gelişmeler süreci son derece yakından etkiliyor. Türkiye’nin stratejik önemi artıyor; ancak Erdoğan’ın önceliği, içerideki meşruiyetini korumak ve Trump’ın gözüne iyi görünmek oldu. Bu nedenle görüşme sırasında yapılan jestler çoğunlukla göstermelik ve pratikte bir anlam taşımıyor. İçerik olarak bakıldığında, Türkiye bu görüşmeden somut bir çıkar elde edemedi.

Savunma Sanayiinde Uyumsuzluk mu Var?

Boeing yolcu uçaklarına dair tartışmanın hemen ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları da gündeme geldi. Fidan, “KAAN’ın satışını ABD durdurdu” beyanında bulundu. Bu açıklamayı nasıl yorumluyorsunuz? Şu an Türkiye’nin savaş uçağı filosu eskiyor ve yeni uçaklar edinmesi gerekiyor. Eğer bunu yerli imkânlarla yapabiliyorsak, bunu destekleriz.

Siyasi değişim olursa (örneğin başka bir hükümet gelirse) söz konusu projelerin devamı sağlanabilir; fakat tüm savunma ihtiyaçlarını dışarıdan alma yaklaşımı savunulamaz. Türkiye’deki yerli savunma projelerinin, Deniz Kuvvetleri ve ASELSAN gibi kurumlarda önceden başlatılmış çok sayıda girişimin parçası olduğunu biliyoruz. Bu tür konular teknik nitelikte ve bir ucu ekonomiye, bir ucu da savunma sanayine dokunuyor.

Savunma bakanlığı, TUSAŞ ve ilgili sanayi kurumları projelerin ilerlediğini söylüyor. Ancak bu tartışmalar, hükümet içinde bir uyumsuzluğun işareti. Bu uyumsuzluğu çözmek de onların görevi. Eğer uçak motoru tedarikinde bir sorun varsa, bunu fiilen halletsinler, aksi takdirde kafa karıştıran açıklamalardan kaçınsınlar.

Dış Desteğe Bağımlı Bir Lider mi?

Sonuç olarak, İlhan Uzgel'in değerlendirmeleri, Erdoğan'ın dış politikadaki hamlelerinin iç siyasetteki meşruiyet arayışıyla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Uzgel'e göre Erdoğan, artık desteği dışarıda arayan bir lider ve Batı ile tipik bir Ortadoğu ülkesi gibi pazarlık yapıyor: İçeride istikrarı sağlayayım ve siz de otoriter eğilimlerime ses çıkarmayın, bu sayede ben de bölgede işlerinizi yürütürüm, gerektiğinde ödün de veririm. Yeter ki bana destek olun. Bu, Türkiye açısından kaybet-kaybet siyaseti.