Avrupa'nın batısında yaşanan büyük çaplı elektrik kesintisi, enerji güvenliğinin kıta genelinde ne denli kırılgan olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu kriz, Türkiye için önemli bir ders ve fırsat olarak değerlendiriliyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkan Yardımcısı Hacı Ali Ulutaş'ın açıklamaları, Türkiye'nin enerji sistemindeki bağımsızlık kapasitesini ortaya koyuyor. Ulutaş, Türkiye'nin bu tür krizleri kendi imkanlarıyla aşabilecek altyapıya sahip olduğunu vurguladı.

Avrupa'da Elektrik Kesintisi: Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

Kesintinin nedeni henüz net olarak açıklanmamış olsa da, Avrupa elektrik sistemine entegre olan İspanya ve Portekiz'in zayıf bağlantılarla sisteme dahil olması krizin büyümesinde etkili oldu. Ulutaş, sistemin kırılgan yapısını, "Bu Avrupa enterkoneksiyon sistemini bir halaya benzetebiliriz. Halayın başındaysanız ya halaya uyduracaksınız ya halay size uymak zorunda kalacak. Orta Avrupa güçlü bağlantılarla bu sistemi sürdürebilirken, İspanya, Portekiz ve hatta Türkiye gibi uç noktalar daha dikkatli olmalı. Avrupa'da sistem operatörleri olay anında İspanya'yı sistemden izole ederek Orta Avrupa'yı korudu" sözleriyle açıkladı.

Kesinti sonrası yenilenebilir enerji kaynaklarının güvenilirliği de sorgulandı. Olay anında İspanya'nın elektrik üretiminin büyük bir kısmı güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanıyordu. Ancak Ulutaş, asıl problemin, sistemin dengesini sağlayacak atalet yaratıcı santrallerin eksikliği ve yüklenmiş hatların koruma sistemlerini devreye sokmasıyla ortaya çıktığını belirtti.

Türkiye'nin Enerji Güvenliği: 2015'ten Bugüne Gelişim

Türkiye, benzer koşullarda daha sağlam bir tablo çiziyor. Olayın yaşandığı saatlerde Türkiye elektrik ihtiyacının önemli bir kısmı rüzgar ve güneşten karşılanıyordu. Ulutaş'a göre Türkiye'nin avantajı, çeşitlendirilmiş üretim portföyü. 2015'te yaşanan 8 saatlik elektrik kesintisini hatırlatan Ulutaş, "Bizim elimizde doğalgazlı, barajlı ve kömür santrallerimiz bulunmakta. Bu nedenle bizi etkili olarak etkileyebilecek bir sistem söz konusu değil. Biz en büyük tecrübeyi 31 Mart 2015 olayında yaşadık. Şimdi gerek TEİAŞ'ın gerekse enerji sisteminin kendi ayakları üzerinde durabilecek doneleri ve sistemleri mevcuttur" dedi.

Türkiye'nin enerji alanındaki bağımsızlık kapasitesini vurgulayan Ulutaş, "İster siz sistemin dışına çıkın, ister ENTSO-E sizi dışarı atsın, kendi ayaklarınızın üzerinde durabilecek bir üretim portföyüne sahipseniz herhangi bir problem çıkmaz" şeklinde konuştu.

Enerji Depolama Sistemlerinin Önemi

Yenilenebilir kaynakların sistemdeki oranı arttıkça enerji depolama sistemlerinin de önemi artıyor. Hacı Ali Ulutaş, depolamanın sağladığı esnekliği vurgulayarak, "Depolama anlık olarak refleks verebilen, şebekedeki frekans ve gerilime göre hızlı tepki verebilecek şekilde ayarlayabildiğiniz ve bunu hızlı bir şekilde alabildiğiniz bir sistemdir" dedi.

Avrupa'da yaşanan elektrik kesintisi, Türkiye'nin enerji altyapısının sağlamlığını ve çeşitliliğini bir kez daha teyit etti. Üretim çeşitliliği ve sistemik hazırlık sayesinde Türkiye, kriz anlarında dahi ayakta kalabilecek bir altyapıya sahip. Enerji depolama sistemlerinin geliştirilmesiyle birlikte Türkiye, enerji alanındaki bağımsızlığını daha da güçlendirecektir.