ABD Başkanı Donald Trump'ın korumacı ticaret politikaları ve beraberinde açıkladığı karşılıklılık esaslı tarifeler, küresel piyasalarda adeta bir deprem etkisi yarattı. Artan belirsizlikler ve ticaret savaşları endişesi, yatırımcıları tedirgin ederken, küresel pay piyasalarında derin bir satış baskısı gözlemleniyor. Peki, bu tarife depreminin ardında yatan sebepler neler? Piyasalar neden bu kadar sarsılıyor? İşte merak edilen 5 soru ve cevapları:
Trump Dönemi ve Değişen Ticaret Stratejisi
Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte ABD'nin küresel ticaret stratejisi önemli ölçüde değişti. Trump'ın seçim vaatlerinden biri olan dış ticaret açığını düşürme hedefi, tarife söylemlerini yatırımcıların gündemine taşıdı. Göreve başlanmasının ardından ardı ardına gelen tarife açıklamaları, küresel piyasalarda risk algısını tetikledi ve piyasaların ana gündem maddesi haline geldi.
Tarife, piyasalar için ürünlerde ek fiyat artışı anlamına geliyor. ABD'ye ithal edilen ürünlerin fiyatlarının artmasıyla talebin azalması ve dış ticaret açığının düşürülmesi hedefleniyor. Aynı zamanda yerli üretimin özendirilmesi amaçlanıyor. Bu durum, ülkelerin ve şirketlerin imalat ve ticaret stratejilerini temelden etkiliyor. Yurt dışında üretim yapan birçok ABD'li şirket, tarifeler sonrasında ek gümrük vergisi giderleriyle karşılaşacak. Bu da şirketlerin gelecek projeksiyonlarında değişimi tetikliyor ve küresel ekonomik görünüme yönelik belirsizlikleri artırıyor.
Karşılıklılık Esaslı Tarifeler Neyi Değiştirecek?
Geçtiğimiz hafta ABD yönetiminin ilan ettiği karşılıklılık esaslı tarifelerle birlikte, ABD'nin ticaret partnerlerine olan dış ticaret açığının önemli ölçüde azaltılması hedefleniyor. ABD'nin dış ticaret açığı, ocak ayında 130,7 milyar dolarla rekor seviyeye yükselmişti. Son açıklanan verilere göre, ABD'nin şubat ayında Avrupa Birliği'ne (AB) karşı verdiği mal ticareti açığı 30,9 milyar dolar olurken, Çin'e 26,6 milyar dolar mal ticareti açığı verildi.
Trump'ın imzaladığı kararname kapsamında, ABD'nin birçok ticaret partnerinden ithal edilen mallara yüzde 10 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda tarife uygulanmaya başlandı. Bu durum, ülkeler arasındaki ticaret dengelerini yeniden şekillendirecek potansiyele sahip.
- Avrupa Birliği (AB): %20
- Çin: %34
- Vietnam: %46
- Japonya: %24
Risk Algısı Neden Yükseliyor?
ABD'nin üst üste gelen tarife açıklamaları, küresel ekonomi üzerindeki tahminleri zorlaştırırken, ülkelerden gelen ve beklenen misilleme açıklamaları ticaret savaşlarının şiddetlenebileceğine yönelik öngörüleri güçlendiriyor. Ucuz iş gücü, lojistik ve gelişmiş imalat altyapısı gibi farklı avantajları olan Çin, Vietnam ve Tayvan gibi merkezlerin tarifelerden ciddi şekilde etkilenmesi, başta ilgili ülkelerin endeksleri olmak üzere tüm pay piyasalarında risk algısının yüksek seviyelerde kalmasını sağlıyor.
2 Nisan 2025 Çarşamba günü ABD piyasaları kapandıktan sonra Trump'ın karşılıklılık esaslı tarifelerini açıklanmasının ardından perşembe günü Asya borsalarından başlayan satış dalgası derinleşerek devam etti. Piyasaların yeni haftaya başlamasıyla birlikte söz konusu satıcılı seyir derinleşerek tüm büyük endekslere yayıldı. Ülkelerin 5 yıllık kredi risk primleri (CDS) bu süreçte yükselirken, yatırımcıların güvenli liman varlıklara yönelmesiyle küresel tahvil talebi artış kaydetti. Dünya genelinde tahvil faizleri ciddi şekilde azaldı. Benzer piyasa hareketleri Ağustos 2024'te küresel resesyon endişeleriyle oluşan satış baskısında da izlenmişti.
Sonuç olarak, Trump'ın tarife politikaları küresel piyasalarda belirsizlik yaratmaya devam ediyor. Ticaret savaşları endişesi ve artan risk algısı, yatırımcıları temkinli olmaya yöneltirken, piyasalardaki dalgalanmaların sürmesi bekleniyor. Bu durum, küresel ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve ülkeler arasındaki ticaret ilişkilerini yeniden şekillendirebilir.