Hayati Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri Şara'nın Beyaz Saray ziyareti sonrası, geçici Şam yönetiminin IŞİD karşıtı koalisyona dahil olduğu yönündeki iddialar ortalığı karıştırdı. Bu beklenmedik gelişme, bölgedeki dengeleri derinden etkileyebilecek potansiyele sahip. Özellikle ABD'nin koalisyondaki önemli yerel ortaklarından olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Halk Savunma Birlikleri (YPG) cephesinden gelen açıklamalar, konunun vahametini gözler önüne seriyor. Peki, bu ittifakın perde arkasında neler yaşanıyor? IŞİD'e karşı mücadelede yeni bir sayfa mı açılıyor, yoksa bölgede daha karmaşık bir denklem mi ortaya çıkıyor?

HTŞ'nin Koalisyona Katılımı: İhtimaller ve Senaryolar

HTŞ'nin IŞİD karşıtı koalisyona katılımı, beraberinde bir dizi soru işaretini getiriyor. Bu hamle, bazı kesimler tarafından IŞİD'in zayıflatılması için atılmış stratejik bir adım olarak değerlendirilirken, diğerleri ise HTŞ'nin geçmiş sicili nedeniyle şüpheyle yaklaşıyor. Unutmamak gerekir ki HTŞ, geçmişte El-Kaide ile bağlantılı bir örgüt olarak biliniyordu ve bu durum, uluslararası toplumda güven sorunlarına yol açıyor.

• İhtimal 1: HTŞ, IŞİD'e karşı samimi bir mücadele yürütmeyi hedefliyor ve bu koalisyon, örgütün bu amacına ulaşmasına yardımcı olabilir.
• İhtimal 2: HTŞ, koalisyona katılarak meşruiyet kazanmayı ve uluslararası arenada kabul görmeyi amaçlıyor olabilir.
• İhtimal 3: Bu ittifak, bölgedeki güç dengelerini değiştirmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir stratejinin parçası olabilir.

SDG/YPG'nin Açıklamaları: Endişeler ve Beklentiler

SDG/YPG'den yapılan açıklamalar, HTŞ'nin koalisyona katılımına ilişkin endişeleri ve beklentileri ortaya koyuyor. SDG/YPG yetkilileri, HTŞ'nin geçmişteki eylemlerini ve ideolojisini göz önünde bulundurarak, bu ittifakın IŞİD'e karşı mücadeleye zarar verebileceği uyarısında bulunuyor. Aynı zamanda, HTŞ'nin samimiyetini kanıtlaması ve koalisyonun ilkelerine uygun hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.

SDG/YPG sözcüsü yaptığı açıklamada, "HTŞ'nin IŞİD karşıtı koalisyona katılımı, dikkatle izlenmesi gereken bir gelişmedir. Bu ittifakın başarılı olabilmesi için HTŞ'nin geçmişiyle yüzleşmesi ve demokratik değerlere bağlı kalması gerekmektedir" dedi. Bu sözler, SDG/YPG'nin HTŞ'ye karşı temkinli bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.

Sonuç olarak, HTŞ'nin IŞİD karşıtı koalisyona katılımı, bölgedeki karmaşık ilişkileri daha da derinleştirecek gibi görünüyor. Bu ittifakın geleceği, HTŞ'nin samimiyetine, koalisyonun işleyişine ve bölgedeki diğer aktörlerin tutumuna bağlı olacak. Önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler, IŞİD'e karşı mücadelede yeni bir dönemin başlangıcı mı, yoksa daha büyük bir kaosun habercisi mi, sorusunun cevabını verecek.