Annesi bir keresinde "İnsanlar aynılıklarından beslenir" demişti. Bu sözü ciddiye alan Ophelia, toplumla uyum sağlamak için çabalarken, sıra dışı bir ailenin hikayesiyle karşılaşıyor. Susie Bower'ın Türkçeye çevrilen ilk çocuk romanı Plastik Kasaba, okuyucuyu alışılmadık bir maceraya davet ediyor.

Ophelia'nın Sıradışı Hayatı

Ophelia, tiyatrocu ailesiyle birlikte gezici bir hayat yaşıyor. Okul, arkadaş, düzenli bir ev gibi kavramlar onun için yabancı. Stopford'a vardıklarında, farklı olana karşı çıkan bir toplulukla karşılaşıyorlar. Annesinin kaygıları, babasının umursamazlığı arasında Ophelia, kendi yolunu çizmeye çalışıyor. Ancak kasabadaki tuhaf olaylar, bu çabasını engelliyor.

• Okulda tek tipleşen öğrenciler
• Sert ve kuralcı öğretmenler
• Eşyalarını çalan yabancılar
• Bitmek bilmeyen plastik atıklar

Farklılıkları sorun olarak gören bu toplumda, Ophelia'nın ailesi ve diğer "farklı" insanlar nasıl bir mücadele verecek? Aynılıklarıyla övünen çoğunluk mu, yoksa farklılıklarını zırh yapan azınlık mı kazanacak? Belki de herkesi birleştiren ortak bir yol vardır.

Aynılık ve Farklılığın Sorgulanması

Yazar, okuyucuyu ideal yaşam tarzı, farklı olmanın zorlukları ve insanın bu ikisi arasında neden bocaladığı üzerine düşündürüyor. Plastik Kasaba, artan plastik kullanımının yarattığı sorunlar, önyargılı ilişkiler, sınırlayıcı eğitim sistemi, zorbalık ve ebeveyn-çocuk çatışmaları gibi konuları ele alıyor. Azade Aslan'ın çevirisiyle dilimize kazandırılan bu roman, her yaştan okuyucuya hitap ediyor.

Romanı bitirirken, annesinin sözleri tekrar aklına geliyor: "İnsanlar aynılıklarından beslenir." Ancak en büyük aynılığımızın, hiçbirimizin mükemmel olmadığı gerçeği olduğunu fark ediyor. Birleşen ve ayrılan noktalarımızla, hepimiz kendimize özgü bir şekilde hayatı deneyimliyoruz. Bu hikaye, kendi yolunda giden ve farklılıkların değerini bilen herkese bir armağan niteliğinde.