Yalova Valiliği'nden yapılan son dakika açıklaması, Marmara Denizi'nde yaşanan büyük bir çevre felaketini gözler önüne serdi. Tersanede bakım ve onarım gören "AL LUQTA" adlı geminin, denize kirli balast suyu bırakması sonucu 26 milyon 656 bin 373 TL rekor bir idari para cezası kesildi. Olayın detayları ve gemiye uygulanan yaptırımlar, denizcilik sektöründe büyük yankı uyandırdı.
Balast Suyu Faciası: "AL LUQTA" Gemisi Ne Yaptı?
Yalova Liman Başkanlığı'nın yürüttüğü titiz soruşturma sonucunda, "AL LUQTA" isimli geminin, bakım ve onarım işlemleri sırasında denize kirli balast suyu bıraktığı tespit edildi. Bu durum, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun ihlali anlamına gelirken, yetkililer derhal harekete geçti. Yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün yazısına istinaden 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesi ile 20. maddesinin 'kirli balast suyunun denize basılması' kapsamında 'AL LUQTA' isimli gemiye yönelik yapılan incelemede söz konusu geminin hali hazırda bir tersanede bakım onarım amaçlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu tespitin ardından, geminin acentesine rekor ceza tebliğ edildi ve 11 Nisan 2025 tarihinde gemiye seferden men şerhi konuldu. Bu karar, geminin bir daha sefere çıkamayacağı anlamına geliyor.
Balast Suyu Nedir ve Neden Tehlikelidir?
Balast suyu, gemilerin denge sağlamak amacıyla kullandığı deniz suyudur. Ancak, bu suyun içerisinde çeşitli mikroorganizmalar, bitki ve hayvan türleri bulunabilir. Gemiler balast suyunu farklı bölgelerden alıp farklı bölgelere bıraktığında, bu türler de taşınarak yerel ekosistemlere zarar verebilir. Bu durum, denizlerdeki biyoçeşitliliği tehdit eder ve ciddi çevre sorunlarına yol açabilir.
Balast suyuyla taşınan zararlı organizmaların etkileri şunlar olabilir:
- Yerel türlerin yok olması
- Yeni hastalıkların yayılması
- Su ürünleri üretiminin azalması
- Ekosistem dengesinin bozulması
Bu nedenle, balast suyunun arıtılması ve kontrol altında tutulması, deniz çevresinin korunması için büyük önem taşır.
Marmara Denizi'nde Çevre Bilinci Artıyor
Marmara Denizi'nde yaşanan bu olay, çevre bilincinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Yetkililerin hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçmesi, çevre suçlarına karşı sıfır tolerans politikasının benimsendiğini gösteriyor. Ancak, denizlerin korunması sadece yetkililerin sorumluluğunda değil. Bireylerin de çevreye duyarlı davranması, atıklarını doğru şekilde bertaraf etmesi ve deniz kirliliğine neden olan faaliyetlerden kaçınması gerekiyor.
Marmara Denizi'nin korunması için yapılabilecekler:
- Sanayi tesislerinin atık su arıtma sistemlerini güçlendirmesi
- Evsel atıkların denize karışmasının önlenmesi
- Deniz turizminin çevreye duyarlı bir şekilde yapılması
- Balıkçılık faaliyetlerinin sürdürülebilir yöntemlerle yürütülmesi
- Çevre bilincinin artırılması için eğitimler düzenlenmesi
Marmara Denizi'ni kirleten "AL LUQTA" gemisine kesilen rekor ceza, denizlerin korunması konusunda önemli bir adım oldu. Bu tür cezaların caydırıcı etkisiyle, deniz kirliliğinin önüne geçilmesi ve gelecek nesillere temiz bir çevre bırakılması hedefleniyor. Unutmayalım ki, denizler sadece bizim değil, tüm canlıların ortak yaşam alanıdır.