20 Nisan 2025 Pazar

Marmara Alarm Veriyor! Müsilaj Dipte Yoğunlaşıyor! Uzman Uyarıyor

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yelda Aktan, Marmara Denizi'nde müsilajın dipte yoğunlaştığını belirterek önemli uyarılarda bulundu. Tek hücreli bitkisel canlıların aşırı artışı ve ölümü sonrasında yaşanan ayrışma sürecinde, bakteriyel faaliyetlerle birlikte müsilajın zamanla deniz yüzeyine taşındığını ifade etti.

Müsilaj Tehlikesi Büyüyor

Prof. Dr. Aktan, müsilajın son 20 yıldır aralıklarla gündeme geldiğini, bazı dönemlerde ise çok yoğun olarak görüldüğünü söyledi. Marmara Denizi'nin insan baskısı ve endüstriyel faaliyetler nedeniyle yoğun şekilde kullanıldığını vurgulayan Aktan, kıyısal alanların bu durumdan olumsuz etkilendiğini ve yoğun faaliyet sonucu organik madde girişinin (atıkların) müsilaja neden olduğunu belirtti. Bu duruma tek hücreli canlı fitoplanktonun neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aktan, şunları söyledi:

"Ekosistemin dengesi bozuldukça, besin tuzları ve organik madde miktarı arttıkça bazı türler aşırı derecede artış gösteriyor. Daha sonra bunların ölümüyle birlikte parçalanma, ayrışma sürecinde ortamdaki bakteriyel faaliyetle birlikte müsilaj ortaya çıkıyor."

Müsilajın aslında tüm su kolonunda bulunduğunu, zaman zaman su yüzeyine çıktığında görünür hale geldiğini vurgulayan Aktan, atık girdisi devam ettiği sürece Marmara Denizi'nin tümünün bundan etkilendiğini kaydetti. Akıntılarla birlikte su hareketlerinin yetersiz olduğu bölgelere yerleşen müsilajın orada daha uzun süre kaldığını, su hareketlerinin olduğu bölgelerde ise ayrışma sürecinin daha kolay olduğunu ifade etti.

Arıtma Tesisleri Yetersiz

Prof. Dr. Aktan, yaz mevsiminde havaların ısınmasıyla müsilajın görülme ihtimalinin artacağını dile getirdi. Denizlere atık girişi devam ettiği sürece müsilajın olacağının altını çizen Aktan, atıkların kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Eylem planında müsilajla mücadele için birçok doğru karar alındığını ancak bunların uygulanmasının ve denetlenmesinin önemli olduğunu belirtti. Mevcut arıtma tesislerinin Marmara Bölgesi için yeterli olmadığını, bazı belediyelerin arıtma tesislerine yatırım yaptığını ancak nüfus yoğunluğuyla karşılaştırıldığında kapasitelerinin yetersiz kaldığını ifade etti. Prof. Dr. Aktan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu yağışlar arıtma tesislerine gelen yükü de çok arttırıyor ve kapasitesini aştığı için arıtılmadan girdiler de oluyor. Tabii burada sadece arıtma tesisleri ya da evsel atıkları düşünmemek lazım. Marmara Bölgesi'nde çok fazla tarımsal faaliyetler var, derin deşarj sorunu var. Hepsini bütünsel olarak değerlendirip ona göre alınan kararları sıkı denetimle uygulamak lazım."

Marmara Denizi'ndeki en önemli konulardan birisinin doğal habitatların korunması olduğunu anlatan Aktan, bunlar zarar gördükçe müsilaj oluşumu ve "red-tide" (renk değişimi) gibi olayları daha sıklıkla gördüklerini anlattı. Prof. Dr. Aktan, habitatların sıkı korunması halinde müsilaj gibi istenmeyen olaylarının daha az yaşanacağını ifade ederek, "Marmara Denizi'nde biliyorsunuz bütün çevre, dolgu alan. Bu tip oluşumlar meydana geldiği zaman sahil şehirde olmadığı için dolgu alanda kendini temizleme şansı olmuyor. O yüzden doğal habitatların korunması çok önemli." diye konuştu.

Çözüm Ne?

Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununun çözümü için atıkların kontrol altına alınması, arıtma tesislerinin kapasitesinin artırılması ve doğal habitatların korunması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu çevre felaketi Marmara Denizi'ndeki yaşamı tehdit etmeye devam edecek.

İlgili Haberler