TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te düzenlenen Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 150. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Gazze'deki duruma dikkat çekerek, dünya kamuoyunun sessizliğini eleştirdi. Kurtulmuş, "Gazze'de 1,5 yıldır devam eden, 50 bini aşkın masum insanın acımasızca öldürüldüğü, insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımlarından birine şahit oluyoruz. Ne yazık ki dünya sisteminin hiçbir kurumu bu katliamı, soykırımı, durdurmak için bir şey yapmıyor." ifadelerini kullandı.
Adil Bir Kalkınma Modeli İçin Sorumluluk
Kurtulmuş, ülkelerin ve toplumların kalkınmasının sadece maddi imkanlarla değil, aynı zamanda insan haysiyetini merkeze alan, adaleti gözeten bir anlayışla mümkün olduğunu vurguladı. Hukukun belli gruplara ayrıcalık tanıması, ekonominin belirli çevrelerin çıkarlarını artırması ve siyasetin güç odaklarının çıkarlarını koruması durumunda toplumların dengesinin bozulacağını, devletlerin zayıflayacağını ve küresel çatışma riskinin artacağını belirtti.
Dünya genelinde gelir dağılımı adaletsizliğinin derinleştiğine işaret eden Kurtulmuş, küresel servetin küçük bir azınlığın elinde toplandığını, milyonlarca insanın ise en temel ihtiyaçlarına bile ulaşamadığını söyledi. Bilgiye erişim hakkının dijital şirketlerin tekeline bırakıldığını ve teknolojinin küresel şirketler tarafından tekelleşme aracı haline getirildiğini kaydetti. Kurtulmuş, kamuoyunun medya tekelleri ve dijital platformlar üzerinden şekillendirildiğini, algoritmaların toplumların düşünce dünyasını yönlendirdiğini ifade etti. Bu durumun demokrasiyi de olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kurtulmuş, "Bizler, parlamenterler olarak bu sürece müdahale etmezsek, demokrasinin çerçevesinin de daraldığı bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Toplumların sosyal imkanlar bakımından alt kesimleri ekonomik büyümeden adil bir pay alamazsa, o büyüme sürdürülebilir olmaz. Gençler eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmazsa, ekonomik kalkınma orta ve uzun vadede mutlaka tıkanır. Kadınların iş gücüne katılımı artırılmazsa, toplumun yarısı kalkınmadan uzaklaştırılmış olur." dedi. Adil bir kalkınma modeli için devletlerin ve parlamentoların üç temel sorumluluğu olduğunu belirten Kurtulmuş, bunları eğitime yatırım yapmak, sosyal politikaları geliştirmek ve adil bir ekonomik sistem kurmak olarak sıraladı.
Parlamentoların Uluslararası Sorumluluğu
Kurtulmuş, parlamentoların sadece iç politik meselelerle uğraşmadığını, uluslararası arenada da sorumlulukları olduğunu vurguladı. Savaşların ve çatışmaların ötesinde barışı, diyaloğu ve işbirliğini esas alan bir perspektif geliştirmenin parlamentoların görevi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Halkın iradesini temsil eden meclisler olarak, küresel adalet ve barış için sorumluluk almaktan asla kaçınmamalıyız. Bugünün sınır aşan sorunlarının çözümleri de ancak sınırları aşan işbirliği ile gerçekleşebilir." şeklinde konuştu.
Konuşmasının devamında Kurtulmuş, Gazze'deki duruma tekrar değinerek şunları söyledi: "Gazze'de 1,5 yıldır devam eden, 50 bini aşkın masum insanın acımasızca öldürüldüğü, insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımlarından birine şahit oluyoruz. Ama ne yazık ki dünya sisteminin hiçbir kurumu bu katliamı, soykırımı, insanlık suçunu engellemek için hiçbir şey yapmıyor ya da yapamıyor. Ortaya konulan sesler ise maalesef çoğu zaman cılız ve masum Filistin halkının hakkını aramaktan aciz kalıyor."
Yeni Bir Sisteme İhtiyaç Var
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Filistin'deki gelişmelerin küresel adalet ve vicdanın sınandığı bir turnusol kağıdı olduğunu vurgulayarak, yeni bir küresel siyasal ve ekonomik mimariye ihtiyaç olduğunu belirtti. Yasama organlarının sadece ulusal meselelerle değil, küresel düzeyde yeni bir sistemin oluşması için de sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Kurtulmuş'un bu açıklamaları, Gazze'deki insanlık dramına dikkat çekerek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırması açısından büyük önem taşıyor. Dünya kamuoyunun bu çağrıya kulak verip vermeyeceği ise merak konusu. Gazze'de yaşananların sona ermesi ve adil bir çözüm bulunması için uluslararası işbirliğinin artması gerekiyor.