İstanbul'da kurban bağışlarında dikkat çekici bir düşüş yaşandı. İddialara göre, eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu döneminde yaşanan olaylar, vatandaşların İBB Vakfı'na olan güvenini sarstı ve bu durum kurban bağışlarına yansıdı. Bağışlardaki bu azalma, kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açtı.

Vatandaşın İBB Vakfı'na Güveni Azaldı mı?

Vatandaşların İBB Vakfı'na olan güveninin azalmasında, İmamoğlu döneminde ortaya atılan iddiaların etkili olduğu düşünülüyor. İstanbul'un 560 milyar lirasının buhar olduğu yönündeki suçlamalar, vatandaşların vakfa olan bakışını değiştirmiş olabilir. Bu durum, kurban bağışlarında yaşanan %55'lik düşüşle somut bir şekilde ortaya konuyor.

Peki, bu güven kaybının ardında yatan sebepler neler olabilir?

• Şeffaflık eksikliği: Vakfın faaliyetleri ve gelir giderleri konusunda yeterli şeffaflığın sağlanmaması, vatandaşların kafasında soru işaretleri oluşturmuş olabilir.
• Yanlış yönetim iddiaları: Vakfın yönetiminde usulsüzlük yapıldığına dair iddialar, güveni zedelemiş olabilir.
• Siyasi manipülasyon: Vakfın siyasi amaçlarla kullanıldığına dair şüpheler, vatandaşların vakfa olan inancını azaltmış olabilir.

Bağışlardaki Düşüşün Sonuçları

Kurban bağışlarındaki bu düşüşün, ihtiyaç sahiplerine ulaşan yardım miktarını olumsuz etkilemesi bekleniyor. Vakfın, bağış miktarındaki azalmayı telafi etmek için farklı kaynaklar araması veya mevcut kaynakları daha verimli kullanması gerekebilir. Ayrıca, vatandaşların güvenini yeniden kazanmak için şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine daha fazla önem vermesi de büyük önem taşıyor.

Bu durum, sadece İBB Vakfı için değil, diğer yardım kuruluşları için de bir uyarı niteliğinde. Vatandaşların güvenini kazanmak ve korumak, yardım faaliyetlerinin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıyor. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve dürüstlük ilkelerine bağlı kalmak, bu güveni inşa etmenin ve korumanın temel şartlarından.

Sonuç olarak, İstanbul'da kurban bağışlarında yaşanan düşüş, vatandaşların İBB Vakfı'na olan güveninin sarsıldığını gösteriyor. Bu durumun nedenleri ve sonuçları dikkatle incelenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. Aksi takdirde, ihtiyaç sahiplerine ulaşan yardım miktarında daha da büyük azalmalar yaşanabilir.