Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2010 KPSS ile 2008 ve 2011 Adli Yargı sınavlarında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla düğmeye bastı. Sınav sorularının, sınav öncesinde FETÖ/PDY mensubu olduğu belirtilen kişilerce temin edildiği şüphesiyle Ankara merkezli 7 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, 8'i ihraç kamu görevlisi, 1'i aktif kamu görevlisi olmak üzere toplam 13 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Soruşturmanın Detayları

Soruşturma, 2008 ve 2011/1 Adli Yargı sınavları ile 2010 KPSS sınav sorularının, sınavdan önce FETÖ/PDY mensubu olduğu iddia edilen kişiler tarafından elde edildiği yönündeki ihbarlar üzerine başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, elde edilen deliller doğrultusunda şüphelilerin tespitine yönelik kapsamlı bir çalışma yürüttü. Yapılan incelemeler sonucunda, sınav sorularının usulsüz bir şekilde elde edilerek örgüt mensuplarına dağıtıldığına dair güçlü kanıtlar elde edildiği belirtildi.

Operasyonun Kapsamı

Ankara merkezli olarak gerçekleştirilen operasyon, 7 farklı ili kapsadı. Gözaltı kararı verilen 13 şüpheliden 8'inin daha önce kamu görevinden ihraç edildiği, 1'inin ise halen aktif olarak kamu görevine devam ettiği öğrenildi. Operasyon kapsamında şüphelilerin ev ve iş yerlerinde aramalar yapıldı. Aramalarda, sınav sorularıyla ilgili olabilecek dijital materyaller ve belgelere el konuldu.

• Dijital materyaller
• Belgeler
• Elektronik cihazlar

Sınav Güvenliği Tartışmaları

Bu operasyon, Türkiye'de geçmiş yıllarda yapılan kamu sınavlarının güvenilirliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle 2010 KPSS'de yaşanan usulsüzlük iddiaları, uzun süre gündemde kalmış ve birçok soruşturmaya konu olmuştu. Benzer şekilde, Adli Yargı sınavlarında da usulsüzlük yapıldığı iddiaları, yargı camiasında büyük yankı uyandırmıştı. Bu tür olaylar, kamuoyunda sınav sistemine olan güveni zedelediği gibi, dürüst ve başarılı adayların haklarının gasp edilmesine de neden olmaktadır.

Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte, sınav sorularının nasıl çalındığı, kimlere dağıtıldığı ve bu usulsüzlükten kimlerin fayda sağladığı gibi sorulara cevap aranacak. Bu tür soruşturmalar, sınav sisteminin daha şeffaf ve güvenilir hale getirilmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Unutulmamalıdır ki, adalet ve liyakat ilkelerine uygun bir kamu yönetimi için, sınavların güvenilirliği hayati önem taşımaktadır.