
İstanbul'da Fetret Devri Korkusu: Erdoğan'ın Sinyalleri Ne Anlama Geliyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'un bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz razı olmaz" şeklindeki açıklaması, sadece bir seçim vaadi olarak değerlendirilmemeli. Bu ifade, Türk siyasetinde sıkça rastlanan bir yaklaşımın güncel bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu söylem ne anlama geliyor ve hangi siyasi stratejilere işaret ediyor?
Fetret Devri Söyleminin Kökenleri
Fetret devri, Osmanlı tarihinde 1402 Ankara Savaşı sonrasında yaşanan ve devletin otorite boşluğu içinde kaldığı bir dönemi ifade eder. Bu dönem, şehzadeler arasındaki taht kavgaları, iç karışıklıklar ve dış tehditlerle dolu bir süreç olmuştur. Siyasi literatürde ise fetret devri, genellikle bir kurumun, şehrin veya ülkenin liderliksiz, kaotik ve belirsiz bir dönem yaşadığı zamanları tanımlamak için kullanılır. Erdoğan'ın bu ifadeyi kullanması, İstanbul'un geleceğiyle ilgili bir endişeyi dile getirdiği kadar, rakiplerine yönelik bir eleştiri ve kendi liderliğinin önemini vurgulama amacı taşıyor.
Bu türden söylemler, genellikle seçmen nezdinde bir güvenlik algısı yaratmayı hedefler. Mevcut yönetimin devamlılığı, istikrar ve düzenin korunmasıyla özdeşleştirilirken, muhalefetin iktidara gelmesi ise belirsizlik ve kaos riskiyle ilişkilendirilir. Bu strateji, özellikle kararsız seçmenleri etkilemek ve mevcut iktidarın meşruiyetini pekiştirmek için sıklıkla başvurulan bir yöntemdir.
Söylemin Siyasi Analizi
Erdoğan'ın "fetret devri" söylemi, aynı zamanda bir uyarı niteliği taşıyor. İstanbul'un mevcut yönetiminin değişmesi durumunda, şehrin hizmetlerden mahrum kalabileceği, yatırımların durabileceği ve hatta sosyal huzursuzlukların yaşanabileceği iması yapılıyor. Bu türden bir yaklaşım, seçmeni korkutma ve mevcut düzeni koruma yönünde motive etmeyi amaçlar. Ancak, bu türden söylemlerin seçmen nezdinde nasıl karşılık bulacağı, muhalefetin bu söyleme nasıl bir yanıt vereceğine ve seçmenin genel algısına bağlıdır.
Siyasi iletişimde kullanılan dil, sadece bir araç değil, aynı zamanda bir gerçeklik inşa etme yöntemidir. Siyasi aktörler, kullandıkları kelimelerle seçmenlerin zihninde belirli bir tablo oluşturur ve bu tablo üzerinden oy tercihlerini etkilemeye çalışır. "Fetret devri" gibi tarihi ve sembolik anlamı yüksek ifadeler, bu anlamda oldukça güçlü bir etkiye sahiptir.
Söylemin Olası Etkileri
Bu söylemin seçmen üzerindeki etkileri çeşitli faktörlere bağlı olacaktır. Öncelikle, seçmenin mevcut İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminden memnun olup olmaması önemlidir. Eğer seçmen, mevcut yönetimden memnun değilse, Erdoğan'ın "fetret devri" uyarısı pek etkili olmayabilir. Ancak, seçmen mevcut yönetimden memnunsa ve gelecekle ilgili belirsizliklerden endişe duyuyorsa, bu söylem oy tercihini etkileyebilir.
Ayrıca, muhalefetin bu söyleme nasıl bir yanıt vereceği de önemlidir. Eğer muhalefet, Erdoğan'ın iddialarını çürütmeyi başarır ve seçmene güven verici bir alternatif sunarsa, "fetret devri" söyleminin etkisi azalabilir. Ancak, muhalefet bu konuda yetersiz kalırsa, Erdoğan'ın söylemi seçmen nezdinde karşılık bulabilir.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İstanbul'un bir fetret devri daha yaşamasına gönlümüz razı olmaz" sözü, Türk siyasetinde sıkça rastlanan bir stratejinin örneğidir. Bu söylem, seçmen nezdinde bir güvenlik algısı yaratmayı, muhalefeti eleştirmeyi ve kendi liderliğinin önemini vurgulamayı amaçlar. Ancak, bu söylemin seçmen üzerindeki etkisi, çeşitli faktörlere bağlı olacaktır.










