İran'dan Kritik Hamle: Nükleer Anlaşma Tehlikede Mi?
Gündem

İran'dan Kritik Hamle: Nükleer Anlaşma Tehlikede Mi?


21 November 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 21 November 2025

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu'nun İran'a karşı aldığı yeni karar tasarısı sonrasında önemli bir açıklamada bulundu. Erakçi, eylül ayında imzalanan ve Ajans ile İran arasında teknik iş birliğini öngören Kahire Mutabakat Zaptı'nın artık geçerli olmadığını duyurdu. Bu gelişme, İran'ın nükleer programıyla ilgili geleceği hakkında soru işaretleri yaratırken, uluslararası arenada da yankı uyandırdı.

Karar Tasarısı ve İran'ın Tepkisi

Erakçi, Fransa, Almanya ve İngiltere'den oluşan Avrupa Üçlüsü'nün ABD desteğiyle sunduğu ve İran'ın nükleer programına ilişkin ek bilgi ve denetim erişimi talep eden karar tasarısını "hukuksuz ve gerekçesiz" olarak nitelendirdi. Söz konusu karar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yükümlülükleri çerçevesinde İran'dan UAEA'ya tam iş birliği ve şeffaflık göstermesini istiyor. Arakçı, bu adımın UAEA ile İran arasındaki teknik iş birliği sürecini olumsuz etkilediğini belirtti.

İranlı bakan, Avrupa Üçlüsü'nün daha önce BM Güvenlik Konseyi'nde kaldırılmış yaptırımları yeniden devreye sokma girişimlerinin Kahire Mutabakatı'nı fiilen geçersiz hale getirdiğini hatırlattı. UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi'ye gönderilen resmi mektupla mutabakatın "artık geçerli olmadığının" bildirildiğini söyledi. Bu durum, İran'ın nükleer programı konusunda uluslararası toplumla iş birliği yapma konusundaki isteksizliğinin bir işareti olarak değerlendirilebilir.

Peki, Kahire Mutabakatı'nın geçersiz sayılması ne anlama geliyor? İşte bazı olası sonuçlar:

  • UAEA'nın İran'daki nükleer tesisleri denetleme yetkisi kısıtlanabilir.
  • İran'ın nükleer programıyla ilgili şeffaflığı azalabilir.
  • Uluslararası toplumun İran'a yönelik baskısı artabilir.

Nükleer Gerilim ve Bölgesel İstikrarsızlık

İran ile UAEA arasındaki gerilim, bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırma potansiyeline sahip. Özellikle son dönemde yaşanan olaylar, nükleer program konusundaki endişeleri yeniden gündeme getirdi. 13 Haziran'da İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırı ve ardından yaşanan karşılıklı eylemler, bölgedeki tansiyonun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bu tür gelişmeler, nükleer silahlanma yarışını tetikleyebilir ve bölgedeki güvenlik dengesini bozabilir.

İran'ın nükleer programı, uzun yıllardır uluslararası toplumun gündeminde olan bir konu. Özellikle Batılı ülkeler, İran'ın nükleer silah geliştirme potansiyelinden endişe duyuyor. Bu nedenle, İran'a yönelik çeşitli yaptırımlar uygulanmış ve nükleer anlaşma müzakereleri yürütülmüştür. Ancak, son gelişmeler, nükleer anlaşmanın geleceği hakkında belirsizlik yaratıyor.

İran'ın Kahire Mutabakatı'nı geçersiz sayması, nükleer programıyla ilgili yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu durum, uluslararası toplumun İran'a yönelik yaklaşımını etkileyebilir ve bölgedeki gerginliği daha da artırabilir. Uluslararası toplumun bu gelişmelere nasıl tepki vereceği ve İran'la nasıl bir diyalog kuracağı, önümüzdeki dönemde belirleyici olacaktır. İran'ın nükleer programının geleceği, sadece bölge için değil, tüm dünya için önemli bir konu olmaya devam edecektir.