İzmir'de meydana gelen ve yaklaşık 100 milyon liralık vurgunla sonuçlanan devre mülk dolandırıcılığı soruşturmasında çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Şüphelilerin, daha önce çalıştıkları şirketler aracılığıyla elde ettikleri kişisel verileri kullanarak yüzlerce mağdura ulaştığı belirlendi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, devre mülk sahiplerini yüksek kâr vaadiyle kandırarak haksız kazanç elde ettiği tespit edilen 25 şüpheliye yönelik adli süreç devam ediyor.
Dolandırıcılık Çarkı Nasıl İşledi?
İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonlarda, suç örgütünün çalışma yöntemi tüm ayrıntılarıyla deşifre edildi. İşte o yöntemler:
- Şüpheliler, daha önce devre mülk sektöründe faaliyet gösteren firmalarda çalışarak müşteri bilgilerine erişti.
- Yabancı uyruklu şahıslar adına çıkarttıkları cep telefonu hatları ve kullandıkları kod isimler aracılığıyla devre mülk sahiplerine ulaştılar.
- Mağdurlara, "Yabancıların Türkiye'de vatandaşlık elde edebilmek için mülklerine normalin 10 katından fazla ücret verdiği" yalanını söylediler.
- Lüks otellerin lobilerinde, toplantı salonlarında ve kiraladıkları ofislerde ağırlayarak güvenlerini kazandılar.
"Hisseli Tapu Birleştirme" Yalanıyla Vurgun
Dolandırıcılar, devre mülk sahiplerine hisseli tapuların tek tapuda birleştirilmesi gerektiğini söyleyerek metrekare başına 300 bin ile 750 bin lira arasında değişen miktarlarda para talep ettiler. Birçok mağdurun bu taleplere inanarak paraları şebeke üyelerinin hesaplarına aktardığı belirlendi. Bedeli ödemekte zorlanan mağdurlar için ise farklı bir yöntem uygulandı.
Örgüt üyeleri, "kredi notunu kontrol etme" bahanesiyle mağdurların cep telefonlarını alarak mobil bankacılık uygulamaları üzerinden habersiz şekilde kredi çekti. Elde edilen bu paralar da paravan şirketler aracılığıyla sisteme aktarıldı. Dolandırıcıların mağdurlara devre mülk satışıyla ilgili sözleşmeler yerine reklam sözleşmeleri imzalatması da dikkat çekti.
Soruşturma sonucunda yaklaşık 300 kişinin mağdur edildiği ve suç örgütünün toplamda 100 milyon liralık haksız kazanç sağladığı tespit edildi. Elde edilen parayla döviz ve altın alımı yaparak izlerini kaybettirmeye çalışan şebekenin yakalanmasıyla birçok kişinin mağduriyeti önlendi. Bu olay, kişisel verilerin korunmasının ve bilinçli tüketici olmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.