Dünya 5'ten Büyük Mü? BM'nin Gazze'deki Acziyeti Şok Etti!
Gündem

Dünya 5'ten Büyük Mü? BM'nin Gazze'deki Acziyeti Şok Etti!


28 September 20255 dk okuma1 görüntülenmeSon güncelleme: 28 September 2025

Gazze'de yaşanan insanlık dramı, sadece binaların değil, aynı zamanda 1945'te kurulan dünya düzeninin de enkazı altında kaldı. Birleşmiş Milletler'in (BM) bu trajedi karşısındaki yetersizliği, Türkiye'nin uzun yıllardır savunduğu "Dünya 5'ten büyüktür" tezini daha da anlamlı hale getiriyor. Peki, bu tez ne anlama geliyor ve BM'nin geleceği nasıl şekillenecek?

BM'nin Acziyeti ve Veto Krizi

BM sisteminin temelinde, Güvenlik Konseyi ve onun veto yetkisi yatıyor. Bu mekanizma, II. Dünya Savaşı sonrası düzeni kuranların kendilerini uluslararası hukukun üstünde tutmak için tasarladıkları bir yapı. Gazze'de yaşananlar, bu sistemin nasıl işlemlediğini acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Soykırımın birincil destekçisi olan daimi bir üyenin vetoları, Güvenlik Konseyi'ni felç ediyor ve çözüm üretmesini engelliyor.

Bu durum, BM'nin sadece bir hata değil, tasarım amacına uygun olarak çalıştığının kanıtı. Sistem, güçlü olanı korumak için kurulmuş ve Gazze'de de tam olarak bu yapılıyor. Ancak, bu karanlık tablo karşısında umutsuzluğa kapılmak yerine, yeni mücadele alanlarına odaklanmak gerekiyor.

Meşruiyet Savaşı ve Uluslararası Adalet Divanı

BM, Güvenlik Konseyi'ndeki yapısına rağmen, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Genel Kurul gibi platformlarla meşruiyet savaşının en önemli arenası haline geldi. Güney Afrika'nın UAD'de açtığı ve İsrail'i soykırım niyetiyle yargılayan dava, tankların ve füzelerin susturamadığı bir hakikat haykırışıdır. Genel Kurul'da Filistin lehine alınan kararlar, İsrail'i ve müttefiklerini küresel vicdanda mahkûm ederek onları "parya devlet" konumuna itiyor.

BM Özel Raportörü Francesca Albanese’nin, İsrail'in eylemlerini "soykırım" olarak tescilleyen raporları, Batı medyasının propaganda duvarlarında gedikler açıyor. ABD'nin bu raporlara karşı bir BM uzmanına yaptırım uygulaması, gerçeğin ne denli büyük bir tehdit olarak algılandığının göstergesi. Filistinli sivil toplum örgütlerinin terörize edilmesi ve temsilcilerine vize verilmemesi gibi hamleler, askeri güçle kazanılamayan savaşın, meşruiyet zemininde nasıl kaybedildiğini gösteren çaresiz manevralardır.

"Dünya 5'ten Büyüktür" İlkesi ve Gelecek Vizyonu

"Dünya 5'ten büyüktür" ilkesi, sadece bir reform çağrısından öte, varoluşsal bir zorunluluğa dönüşüyor. Bu ilke, 193 üyeli Genel Kurul'un iradesinin, beş ülkenin imtiyazına feda edilemeyeceğini haykırıyor. Bu, sadece veto hakkının kaldırılması talebi değil, aynı zamanda Genel Kurul'a küresel barışı tesis edecek, yaptırım kararları alabilecek ve tüm devletleri hukuka tabi kılacak yetkilerin devredilmesi gerektiği anlamına gelen köklü bir değişim.

Geleceğin pusulası "Dünya 5'ten Büyüktür" mottosu olmalıdır! İşte tüm bu tarihsel ve stratejik denklem, "Dünya 5'ten büyüktür" ilkesini bir reform çağrısından öteye, bir varoluşsal zorunluluğa dönüştürmektedir.

BM'nin Yol Ayrımı ve Gazze'nin Kaderi

BM, 80. yılına yaklaşırken bir yol ayrımında. Ya "Barış için Birleşme" gibi tarihsel mekanizmaları cesaretle işleterek Genel Kurul iradesiyle Gazze'ye bir koruma gücü gönderecek ve geç de olsa onurunu kurtaracaktır ya da bu çürümüş yapıyı korumakta ısrar edecektir. Aksi takdirde tarih, BM'yi galiplerin hukukunu mazlumların mezar taşına yazan, adaleti tesis etmekten aciz, güçlünün jandarmalığını yapmış başarısız bir proje olarak yargılayacaktır. Gazze, bu hükmün verildiği son mahkemedir.

Gazze'de yaşananlar, küresel vicdanın ve uluslararası sistemin sınavı niteliğinde. "Dünya 5'ten büyüktür" ilkesi, bu sınavı geçmek ve daha adil bir dünya inşa etmek için bir fırsat sunuyor. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı ve çabaları, umut ışığını canlı tutmaya devam ediyor.