26 Nisan 2025 Cumartesi

Dindarlar Neden Kendini Anlatmıyor? İşte Cevabı!

Türkiye'de sinema ve dizilerin ele aldığı konular, toplumsal yapıyla paralel olarak sürekli değişim gösteriyor. Özellikle son 10 yılda, sosyo-kültürel ortamdaki değişimlerle birlikte "mütedeyyin eleştirisi" temalı yapımlar artış gösterdi. Netflix'in "İstanbul Ansiklopedisi" dizisi de bu trendin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Dizilerde Dindar Eleştirisi: Neden Bu Kadar Popüler?

"İstanbul Ansiklopedisi", seküler-dindar gerilimini toplumsal dönüşüm ışığında ele alırken, dindarlığı taşraya hapsetme ve modern şehir hayatıyla uyumlu başörtülü karakterler sunmama gibi eleştirilere maruz kalıyor. Ancak genel olarak yapım, bu gerilimi nispeten insaflı bir şekilde işliyor. "Kızıl Goncalar", "Kızılcık Şerbeti", "Ömer", "Piyasa" gibi dizilerde de benzer şekilde dindar karakterler ve sınıfsal çatışmalar konu ediliyor. Bu yapımların ortak noktası, seküler bir bakış açısıyla dindar kesime dışarıdan bakmaları.

Peki, neden dindar kesimi hep seküler bir bakış açısı anlatıyor? Bu durum, Türkiye'nin geldiği noktayı göstermesi açısından önemli olsa da, dindar toplumun neden kendisini yeterince anlatamadığı sorusunu akla getiriyor. Geçmişte "7 Güzel Adam", "Huzur Sokağı", "Sevda Kuşun Kanadında" gibi yapımlar olsa da, bu yapımlarda "özeleştiri" eksikliği göze çarpıyordu. Seküler bakış açısıyla eleştiri yapılırken, dindar bakış açısıyla yapılan eserler genellikle güzelleme çerçevesinde kalıyor.

Dindarlar Neden Kendini Anlatamıyor?

Asıl yapılması gereken, içeriden bir bakış açısıyla özeleştiriyi de kapsayan çalışmalar hayata geçirmek. Dindarları eleştirdiği belirtilen yapımlar bile en çok dindarlar tarafından izleniyor, bu da yapımcıların bu konulara yönelmesine neden oluyor. Peki, dindar yapımcılar, yönetmenler, senaristler ve mecralar neden bu özeleştiriye cesaret edemiyor? Toplumsal yapı değişirken, kadın ve erkeğin rolü yeniden tanımlanırken, genç dindar nesil sürekli soru sorarken, dindar sermaye büyürken, neden dizi ve filmler üretilemiyor?

  • Eleştiriden Kaçınma: Dindar kesim, eleştirilmekten ve özeleştiri yapmaktan çekiniyor olabilir.
  • Sermaye Eksikliği: Dindar yapımcıların yeterli sermayeye sahip olmaması, kaliteli ve etkili yapımların ortaya çıkmasını engelleyebilir.
  • Vizyon Farklılığı: Dindar yapımcıların vizyonu, günümüz toplumunun beklentilerini karşılamakta yetersiz kalabilir.

Tehlikenin Farkında Mısınız?

Ülkemizde kendisini kendisi anlatamayan ama iktidarda olan geniş bir toplumsal kesim var. Dindar kesimin kendisini daha iyi anlatabilmesi için özeleştiriye açık, cesur ve yenilikçi yapımlara ihtiyaç var. Aksi takdirde, dışarıdan yapılan eleştirilerle yetinmek zorunda kalacaklar.

Unutulmamalıdır ki, dindar kesimin kendisini doğru ve etkili bir şekilde anlatması, toplumsal barış ve anlayışın geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle, dindar yapımcıların ve sanatçıların sorumluluk alarak, özeleştiriye açık ve yenilikçi yapımlar ortaya koyması gerekiyor.

İlgili Haberler