17 Mayıs 2025 Cumartesi

AB'ye HRW'den Sert Türkiye Çağrısı: Baskılara Dur De!

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik dikkat çekici bir çağrıda bulundu. Türkiye'deki muhalefete uygulanan baskılara karşı daha etkili ve güçlü bir tepki verilmesi gerektiğini vurgulayan HRW, 57 sivil toplum kuruluşuyla birlikte AB liderlerine açık bir mektup gönderdi. Mektupta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılacak görüşmelerde siyasi hakların kısıtlanmasının bir bedeli olacağının açıkça belirtilmesi istendi.

AB'ye Net Mesaj: Türkiye'de İnsan Hakları Alarm Veriyor

HRW ve diğer kuruluşlar, AB'ye gönderdikleri mesajda, "Erdoğan hükümetinin Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve insan haklarına indirdiği ağır darbeye karşı etkili ve cesur bir yanıt verilmeli" ifadelerini kullandı. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde yaşanan tutuklanma olayına dikkat çekilerek, bu durumun siyasi katılım ve örgütlenme haklarının açık bir ihlali olduğu vurgulandı. HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, muhalefeti yok etme çabalarının devam etmesi halinde, Türkiye'de hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir toplumun oluşmasının mümkün olmayacağını belirtti.

Mektupta ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Osman Kavala davalarındaki kararlarının uygulanması çağrısı yapıldı. HRW, Erdoğan iktidarının keyfi olarak gözaltına alınan siyasetçileri, sivil aktivistleri, avukatları, gazetecileri ve insan hakları savunucularını derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda yaşanan işkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız ve ivedi bir şekilde soruşturulması talep edildi.

Türkiye'de Hukukun Üstünlüğü Tehlikede mi?

Türkiye'deki son gelişmeler, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunda ciddi endişeler yaratıyor. İşte dikkat çeken bazı noktalar:

  • Siyasi Baskılar: Muhalif isimlere yönelik artan baskılar, siyasi arenada kutuplaşmayı derinleştiriyor.
  • AİHM Kararları: AİHM kararlarının uygulanmaması, uluslararası hukuk normlarına aykırı bir durum oluşturuyor.
  • İfade Özgürlüğü: Gazetecilere ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskılar, ifade özgürlüğünü kısıtlıyor.
  • Adil Yargılanma Hakkı: Gözaltı süreçlerindeki usulsüzlükler ve yargı bağımsızlığına yönelik endişeler, adil yargılanma hakkını zedeliyor.

AB'nin bu çağrıya nasıl yanıt vereceği merak konusu. Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında atılacak adımlara bağlı olacak gibi görünüyor.

İlgili Haberler